Evet sayın seyirciler, meşaleler yanıyor ve sarı-lacivert çubuklu formasıyla Fenerbahçe sahaya çıkıyor..
14 Mart 2013 Perşembe
Amsterdam
Her türlü beraberlik ve galibiyette son 8, yolun sonu Amsterdam. Fenerli adamın işidir umud etmek, umudediyoruz, diliyoruz.
Şeytan ayrıntıda gizlidir.. Bizim olacaksın..
8 Mart 2013 Cuma
Bir ihtimal daha var
Çok klişedir hani iki tane dileğim var ikiside cimboma koymak diye bir laf. Hepsinden vazgeçtim tek bir dileğim var o da Amsterdam. Bu sene çok üzüldük, çok dua ettik, artık o yolun sonu, mükâfatı Amsterdam olsun diye tüm dualarım.
Allahım nasip etsin çeyrek finalde Basel, yarı finalde Chelsea gelsin. Chelsea'yi deplasmanda Gökhan Gönül'ün goluyle geçelim. O vursun 90+ da bu sefer çizgiden çıkmasın. Duanın büyüğü küçüğü olmaz, benim duam bu. Allahım kabul eder inşAllah. Bu yürekleri ancak Amsterdam soğutur.
And içtik yüzerek bile gideriz, Cebelitarık'ı geçtikmiydi gerisi kolay olmadı m27 ile gideriz. Bu çileli yolda her türlü çileyi çekmeye razıyım.Ulan Amsterdam olsun yolun sonu ben develerle gitmeye razıyım ki çok güzel politikte bi espiri yapmış oluruz.
Kan ağlasın bu yürekler
Uykusuz geçsin geceler
Başını öne eğme aldırma Fener
Amsterdam bizleri bekler
5 Mart 2013 Salı
Kırmızı kramponlar
Augustine Azuka "Jay-Jay" Okocha, tam adı bu, bizim hafızlarımızdaki ismiyle Jay Jay Okocha. 72 kez Nijerya Milli Takımı formasını giymiş.1996'da Almanya'nın E.Frankfurt takımından Fenerbahçe'ye transfer oldu. Türk vatandaşlığına geçen Okocha, Muhammed Yavuz adını almış. 1998 Dünya Kupası'nda Nijerya Milli Takımı formasını giymiş ve en şovmen futbolcu seçilmişliği var. 1998'de 16,5 milyon dolara Paris St-Germain takımına transfer olmuş ve 98de çubukluyla olan hikayesine son vermiş. Oradan da İngiltere'nin Bolton takımına daha sonrada Hull city'e transfer olup futbol hayatına burada son vermiştir. 2002 yılında düzenlenen Afrika UK' nda en iyi futbolcu ödülünü kazanmıştır.
Bu ansiklopedi bilgisinden ziyade bu bünyelerde bıraktığı izler ap ayrı.. Başka kimse yokturki sarı-laci çubukluyu giyip bir kırmızı aksesuar taksın. Biz onun kırmızı kramponlarına eyvallah dedik. Kendi adıma hafızamda çok net olmasada ufak külleri kalmış, sürekli o senenin Şampiyonlar Ligi maçlarını açıp açıp izletir kendisi.. Çok ayrı, çok özel bi adam olduğu âşikar. Zamanında gelmiş ağzımıza bir parmak bal çalmış ve gitmiş. ManU defansını ipe dizişi, Beşiktaşa attığı frikik golu hâlâ dün gibi hatırlanır. Çok güzel adamdın Jay Jay..
Los Turcos
Barboros Hayreddin Paşa Akdeniz’e hükmettiği sıralarda Avrupa'nın yarısına sahip, dünyanın en büyük hristiyan devleti olan İspanya'yı yaptığı baskın ve savaşlarla sarsmakta, binlerce İspanyol'u esir almakta ve İspanyol işkenceleriyle öldürülen Endülüslüler'in binlercesini de katliamlardan kurtararak gemileriyle Mağrip'e taşımaktaydı.
İşte bu sıralarda İspanya’nın yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlıları Barboros’a ve Türkler'e çeşitli konularda destek vermişler. Bu desteği içlerine sindiremeyen rakip kent Vigo Halkı ise ihanet saydıkları bu durum karşısında La Coruna’lılara "Türkler" adını takmışlar. Buna karşılık, La Coruna Halkı da Celta Vigo'lulara Portekizliler'e yakınlıkları sebebiyle "Hain" manasına "Portekizli" yakıştırması yapmışlar. İki komşu şehir arasında yüzyıllardan beri süregelen bu rekabet günümüzde ise özellikle futbolda kendini göstermektedir. Celta Vigo’lular, Deportivo’lulara Türkler'e verdikleri destek nedeniyle; Deportivo’lular da Celta Vigo’lulara Portekiz’lilere yakınlıkları sebebiyle, "Hain" yakıştırması yapmaya ve rakiplerince takılmış bu adları inadına ve zevkle sahiplenmeye devam etmektedirler.
Vigo şehrinin takımı Celta’da çok sayıda Portekiz taraftar derneği kurulmasına karşılık La Coruna takımı Deportivo'da da ateşli Türk dernekleri kurulmuş. İşte bu sebeple Deportivo La Coruna’nın her oynadığı maçta sahaya asılmış çok sayıda Türk bayrağı görebilirsiniz. Celta’lı futbolseverler derbi maçlarda "Türkler dışarı" diye tezahürat yaparken, Deportivo’lular da "En büyük Türkiye" diyerek gururla takımlarını desteklemektedirler.
4 Mart 2013 Pazartesi
Güneşli günler..
Çok net söylüyorum, kendimizi kandırıyoruz. Mersinde yaşamasam güneş göreceğim yok, hani Fenerbahçenin bize göstereceği bi güneşli gün yok en azından. Bizim jenerasyonun omuzlarına yüklenmiş bi yük var, artık kaldıramayacak duruma geldik. Ağladığımız, güldüğümüzden fazla ama mazoşist miyiz zamanla böyle mi olduk bilmiyorumda acıdan zevk alır hâle geldik. Heralde gerçek aşkta böyle bir şey.. Sana zarar veriyor ama sen yinede peşinden gidiyorsun, sana acı çektiriyor, her derdine eyvallah diyorsun, yeri geliyor boğından kesip onun uğruna kilometrelerce yol gidiyorsun. Evet.. Gerçek aşkta böyle birşey olmalı. O yüzdendir ki hani %1lik bir umudun peşinden göz yaşları döküyorsun, hani o varsa bi umut vardır diyorsun. Çıkmadık candan ümit kesilmez hesabı bizimkisi, birde delikanlıyız çok sevmişiz, inanıyoruz işte. Söz veriyor ama yapmıyor yine eyvallah diyorsun..
21 yaşımdaki bir adamın isyanı değil yanlış anlaşılmasın ama çok üzülüyoruz işte. Peder bey 50 senelik Fenerli ama benden fazla çekmedi heralde. O da en fazla 3 tane kaçan şampiyonluk gördü son haftada bende aynı şekilde.Şaçlarımdaki beyazlık yetişti bizim peder beyi, ama yinede Allah razı olsun iyiki Fenerli yapmış beni, sevmeyi ve daha nice şeyler öğretti bana beni Fenerli yaparak. Fenerbahçelilik hakkında aksiklopedilik aforizma kasacak değilim, sadece dün gece yine canımız yandı onları yazmak istedim.
17 Mart, sene 2000.. Cuma günü okuldan çıktım akşam Fenerin maçı var içim içime sığmıyor. Giydim annemin pazardan aldığı Fener formamı gittim kahvehaneye.. Çok kötü 2 saatti, Alı Asım Balkaya diye bir adam 3 gol attı bize 4-2 yenildik o akşam, eve gittim gözlerim dolu dolu, çok fazla dayanamadım hüngür hüngür ağladım.. Nerdeyse tam 13 sene olmuş, 13 sene önce tamda bugün kompozisyonlu yazsam bu kadar olur.. 13 senede bişey değişmedi, yine ağlattı Fenerbahçe..
Bazen düşünüyorum bu kadar çilenin mükafatı cennet mi ? Bütün Fenerliler cennete mi gidecek ? Abi, bu kadar küfre, bu kadar isyana.. Allah affetsin, bizde Fenerbahçeliyiz, günahımız büyük. Belki bizimde duamız kabuk olur bir gün..
Alhamdoulillah Victoire !
Mücahitle ilgili bişeyler yazabilme, ona olan sevgi ve hayranlığımı anlatabilecek kelimelerim yok. 1 buçuk seneden biraz fazla oldu, geldi ve gönüllerimizi feth etti. Çok farklı bir adam. Akşam dışarıya çıksam arayacağım ilk adam, başım sıkışsa ilk arayacağım tek adam gibi benzetmelerle tanımlayabilirsiniz. Böyle çabuk benimsetiyor, çok sevdiriyor kendini. İşin teknik, taktik kısmıyla analiz edecek değilim, çok ayrı seviliyor, her maçtan sonra tribünlerin ilk çağırdığı isim oluyor. Bunlar tesadüf değil. Adam kere adamsın bro.
Moussa abi, herşeyimiz, her zaman hep seninleyiz, Abi nerde, biz ordayız, biz abinin hastasıyız..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)